Rüya Günlüğü Nasıl Tutulur?

Hatırlanan her rüya, ruhun kendine tuttuğu bir nottur.

Rüyalar, bilinçdışımızın sembollerle yazılmış mektupları gibidir. Bazen çok net, bazen karmaşık, bazen ise uyanır uyanmaz silinip giden sisli sahneler…Ama bir kere onları yazmaya başlarsan, o karmaşa içinde tekrar eden desenleri, bastırılmış duyguları ve ruhunun ince ince dokuduğu mesajları fark etmeye başlarsın.

Rüya günlüğü tutmak, sadece “ne gördüğünü hatırlamak” değildir. Asıl amaç, rüyanın sana ne söylediğini fark etmektir. Ve bu farkındalık ancak düzenli olarak kendinle yüzleştiğinde ortaya çıkar.

Uyanır uyanmaz rüyanı yazmak, onu en saf hâliyle yakalamanın en etkili yoludur. Çünkü zihnin gün boyunca rüyayı değiştirmeye, unutmaya ya da rasyonelleştirmeye meyillidir. Yanında defterin olsun, istersen dijital bir not alanı da kullanabilirsin, ama önemli olan şu: yazmak için “önemli” bir rüya bekleme.Bazen en anlamsız gibi görünen detay, en derin sembol olabilir.

Rüyanı yazarken kelimesi kelimesine hatırlaman gerekmez. Olayları, hisleri, renkleri, ortamdaki atmosferi ya da sadece aklında kalan tek bir kelimeyi bile yaz. Çünkü rüya bazen bir sahne değil, sadece bir duygu bırakır geride. Ve o duygu, çözülmemiş bir hikâyenin parçası olabilir.

Yazdığın rüyanın altına o anki ruh hâlini de not edebilirsin. “Uyandığımda huzurluydum.” ya da “İçimde garip bir sıkıntı vardı.” gibi küçük duygusal cümleler, zamanla rüyaların ruh hâline nasıl aynalık ettiğini anlamanı kolaylaştırır.Zamanla bazı imgelerin tekrar ettiğini göreceksin: aynı ev, aynı sokak, aynı kişi… İşte rüya günlüğü bu desenleri yakalamak için bir aynadır.

Bilinç, kendini tekrar etmeyi sever, ta ki fark edilene kadar.

Ve rüyaları sadece yazmak değil, onları anlamak da yolculuğun bir parçası olmalı. Sorular sor kendine:“Bu rüya bana ne hissettirdi?”“Hayatımın hangi alanıyla bağlantılı olabilir?”“Bu kişi ya da sembol, hayatımda neyi temsil ediyor olabilir?”Bu sorulara cevap aramak için uzman olman gerekmez. Sadece dürüst ve açık olman yeterlidir.

Örnek Uygulama – Rüya Günlüğüne Kayıt:

Tarih: 15 Mayıs 2025

Rüya: Eski evimizin mutfağındayım. Her şey ışıksız ama huzurlu. Annem çay koyuyor. Ben camdan dışarı bakıyorum, dışarıda kar yağıyor. Hiç konuşmuyoruz ama bir şeyler hissettiğimi biliyorum. Uyandığımda burnumda hâlâ çay kokusu var gibiydi.

Uyandıktan Sonraki Hâlim: Garip bir huzurla karışık hüzün. Sanki bir şeye veda etmişim gibi. Gözlerim hafif doluydu ama içim sakindi.

Rüyanın anlamı:  Hayatında konuşulmayan ama hissedilen geçmişe dair meseleler yeniden yüzeye çıkmak istiyor olabilir. Özellikle anne, kardeşler veya kadın arkadaşlarınla ilgili gündemlerle karşılaşabilirsin.

Not:“Kar” teması bende her zaman duygusal arınma hissi yaratır. Annemle iletişimim son zamanlarda zayıf. Belki bilinçdışım bu teması şefkatle hatırlatıyor. Mutfağın karanlık ama huzurlu oluşu, geçmişte çözülmemiş bir duygunun şimdi yumuşak bir şekilde aydınlanmaya başladığını gösteriyor olabilir.